31 Mayıs 2007 Perşembe

Türk Televizyonlarında Çizgi Film

Çizgi filmlerin ülkemizde gelişimi reklam filmleriyle olmuş zamanla bu alana ilgi duyan animatörlerin artmasıyla bu alanda büyük başarılar sağlanmıştır.

Gelişen teknolojiyle televizyonun ortaya çıkması çizgi filmi de sinemalarda film öncesi yayınlanan kısa gösterimler olmaktan kurtarmıştır.

Özellikle ülkemizde çocuk ve genç nüfusun fazla olması televizyonları bu kitleye yayınlar yapmaya yöneltmiş, böylelikle TRT yayınlarında çocukları eğitici ve eğlendirici özelliği yüksek olan çizgi filmlere yer vermesini sağlamıştır.

TRT çocukların gelişiminde etkin rol oynamak için uğraş vermiş bu nedenle kendi hazırlattığ yerli programların yanısıra yabancı ülkelerde giderek bir sektör halini alan çizgi filmleri de satın alarak yayınlarında yer vermiştir.

Belli ilkeler çerçevesinde yayın yapan TRT, yayınladığı çizgi filmlerin çocukların eğitimlerine destek olucu nitelikte olmasına dikkat etmiştir.

“Uykudan Önce”, “Mavi Bilye”, “Günaydın” gibi programlar dönemin en sevilen çocuk programları olmuş, bundan yola çıkan TRT, dostluk ve sevgi mesajları içeren çizgi filmler yayınlamıştır. Her dönem, yayınlandığı her ülkede beğeniyle izlenen Walt Disney filmlerinin yanısıra, “Taş Devri”, “Jetgiller”, “Uçan Kaz”, “Heidi”, “Ton Ton Ailesi”, “Şirinler” gibi filmler de yine çocuklar tarafından ilgiyle izlenmiştir.

Bu dönemlerde televizyonda yayınlanan tüm çizgi filmlerin yabancı kaynaklı oldukları görülmektedir. Özellikle çizgi filmi bir endüstri haline dönüştüren ve tüm dünyaya pazarlayan Amerika’nın yaptığı filmler ülkemizde televizyonunda çocuklara sunulmuştur. Zamanla bu sektöre el atan ve Japonya çizgi film teknolojsini daha da gelişirmiş ve bu pazarda büyük pay almıştır.

Japonya’nın çizgi filme el atması dolaylı olarak ülkemizdeki çizgi film yayınlarını da etkilemiştir. Zira, dünya pazarında yer arayan Japonya yaptığı çizgi filmlerde artık kendi kültürünü değil, tüm dünyanın ilgisini çekecek konuları ele almaya çalışmıştır. Bu konu arayışı sırasında Japonya, özellikle Amerikan filmlerinde artış gösteren şiddet ve savaş ögelerini çizgi filmlerine katmaya başlamıştır.

Artık çocuklar için, tatil sabahları “Cumartesiden Cumartesiye” gibi çizgi film kuşaklarının olduğu programların ya da pazar sabahları erkenden uyanıp onları ekran başına çeken “Uçan Kaz”ın cazibesi kaybolmuştu.

Pazar sabahları çocukların erken kalkmasının sebebi artık “Voltran” olmuştu.İlk bakışta 5 gencin maceralarını anlatan bu çocuk filmi hiç de o kadar masum değildi. Dünyanın yok olup yeni bir kainatta yaşam mücadelesi verilen filmde karakterler artık, “Tom ve Jerry’de olduğu gibi masumca oyunlarla birbirlerini mat etmeye çalışmıyor, ciddi bir şekilde silahlarla birbirlerini öldürmeye çalışıyordu.

Zamanla şiddet eğilimleri öylesine arttı ki, masum birer karakter olan Jerry ve Tom bile artık birbirlerine dinamit fırlatabiliyordu. Bu çizgi filmlerin tek masum yanı ise her ne olursa olsun çizgi film karakterleri ölmezdi.

Şiddet unsuru taşıyan çizgi filmler, bir ilke çerçevesinde kurgulanıp kötülerle savaşmanın bir görev olduğunu, iyilerin eninde sonunda hak ettikleri ödülü alacaklarını savunuyorlar, böylelikle bir yerde kendilerini temize çıkarmaya çalışıyorlardı.

He-man, kılıcını gökyüzüne kaldırıp “Gölgelerin gücü adına... Güç bende artık” dediğinde birdenbire yenilmez bir savaşçı oluyor, arkadaşı titrekse adeta bir cesaret abidesi haline dönüşüyordu. İskeletor gibi garip hatta çocukları korkutucu bir düşmanla yandaşları “Hayvanadam” ile “Demirçene” kötü kişilerdi ve onlarla savaşmaktan daha doğal birşey yoktu. Hatta iyiler safında yer alan Orko, hiç kimseye haber vermeden düşmanlarla tek başına savaşmaya gittiğinde azar işitiyor ve filmin sonunda çocuklara bu şekilde davranmamaları öğütleniyordu. Çünkü çizgi filme göre yanlış olan savaşmak değil, arkadaşlarına haber vermeden ortalıktan kaybolmaktı.

İçeriğindeki şiddeti böyle mesajlarla örtmeye çalışan çizgi filmler öylesine rağbet gördü ki, bunu “She-ra”, “Ninja Kaplumbağalar” gibi filmler izledi.

Özellikle Ninja Kaplumbağalar başlarında bulunan Sensei’lerinin sözünden çıkmayan, belli bir yaşam felsefeleri olan dört sevimli kahramandı. Ancak bu çizgi filmin yayınlandığı ülkelerde çocuklarda giderek şiddet eğiliminin arttığı gözlendi. Amerika’da bir çocuğun bu çizgi filmi izledikten sonra bir arkadaşını öldürmesi yetkilileri harekete geçirmiş ve filmin yayından kalkmasına neden olmuştu. Ancak aynı çizgi filmi ülkemizde yayınlayan Show Tv böyle bir riski görmezden gelerek yayınını sürdürmüştür.

Artık ekranda görülen Temel Reis’in kabasakalı dövüp Safinaz’ı kurtarması kadar basit bir iyiler kötülere karşı mücadelesi değildir. Power Raingers gibi, çocukların dövüşmeye hayranlıkla bakmasını sağlayan filmler yayınlanmaktadır.

Çocuklara iyiliği, doğruluğu göstermeye çalışan, hatta sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak durulması gibi kampanyalarda bile kullanılan Walt Disney karakterleri, artık ekranı garip canavarlara, ilginç yaratıklara bırakmıştır.
Çizgi filmlerin temelinde hatta tüm televizyon ve sinema filmlerinin özünde bir çatışma, bir şeylere karşı mücadele vardır. Ancak son zamanlarda, özel kanalların da çoğalmasıyla artan bir eğilim, çizgi filmlerin hiç özenilmeden gelişi güzel seçildiği izlenimi yaratan bir hal almıştır.

Televizyonlarda çizgi film:

Günümüzde, sayıları giderek artan televizyon kanalları, yayınlarında, günde yaklaşık 4 saatlerini ekran karşısında geçiren çocukları da unutmayıp çizgi filmlere büyük yer vermektedir. Özellikle nüfusunun büyük çoğunluğunu genç ve çocukların oluşturduğu ülkemizde, böyle bir izleyici kitlesini görmezden gelmek tabii ki kaçınılmazdır.

A.G.B’nin ölçüm cihazını baz alan özel kanallar bu ölçümler sırasında çizgi filmlerin büyük ölçüde izlendiğini görmüş ve bir dönem neredeyse sabahtan akşama kadar çizgi film yayınlamışlardır.

TRT’den başlayıp diğer özel kanalların da yayın akışları göz önüne alındığında ortaya şöyle bir tablo çıkmaktadır.

Günde ortalama 20 saat yayın yapan TRT’nin 1. kanalında, yaklaşık 3 saat çizgi film yayını yapılmaktadır. Bu çizgi filmlerin tümünün yabancı kaynaklı olduğu, ancak sunumları sırasında çocuklara bazı öğretici mesajların verildiği görülmektedir. TRT’nin haftasonu yayınlarına bakıldığında ise önceki dönemlerde tatil günleri olması nedeniyle çocuklara bir mükafat olarak daha fazla süre ile sunulan çizgi filmlerin miktarının azaldığı görülür. Haftalık 140 saat yayın yapan ve bu 140 saatin 28 saatinde çocuklara çizgi film yayınlayan devlet televizyonunun yerli yapımlara yer vermemesi oldukça şaşırtıcı ve üzücü bir durumdur. Özellikle bir dönem yerli çizgi filmlerin yapılması için Kültür Bakanlığıyla birlikte mücadele veren TRT, 1980’li yıllarda yayınladığı, televizyon için üretilen ilk Türk çizgi filmi olan Karınca Ailesi, Evliya Çelebi ve atı Küheylan’ın maceralarla dolu yolculuklarıyla çocuklara ülkelerini tanıtmayı amaçlayan “Az Gittik Uz Gittik” programı ve Susam Sokağı’nda yer alan kısa çizgi filmlerin yapımında gösterdiği özeni şimdilerde göstermemesi Devlet kanalının bir ihmali olarak görülmektedir.

İlk özel televizyon olan ve 24 saat kesintisiz yayın yapan Star Televizyonu’nun çocuklara ayırdığı sabah saatlerinde yaklaşık 3,5 saatini çizgi filmlere ayırdığı görülmektedir. Bu süre hafta sonlarında 2 saate inmektedir. Haftalık yayın akışında toplam 21,5 saat çizgi film yayını yapan Star televizyonunda da hiç yerli bir çizgi filme rastlanmaması tesadüf değildir. Ayrıca, Örümcek Adam gibi çizgi filmlerin çocuklara ne kazandırdığı da bir başka tartışma konusudur.

Günde yaklaşık 21 saat yayın yapan Atv’nin akışında da diğer kanallardan pek farklı olmayarak yabancı kaynaklı çizgi filmlere yer verilmiştir. Ancak Atv’de çocuklara yönelik programların da az olduğu dikkat çekicidir. Sabah ve akşam üzeri aynı çizgi filmi yayınlayarak günde bir saat çizgi film veren Atv bu süreyi haftasonu arttırarak çocukların da katılımını sağlamaya çalıştıkları Disney Klübü de dahil olmak üzere yaklaşık 2 saat çizgi film yayınlamaktadır. Atv’nin çizgi filmlerinde görünen özellik ise bu yayınların eski dönem TRT yayınlarında olduğu gibi daha çok Walt Disney filmlerine yer vermesidir. Atv’de genel olarak şiddet unsurunun yer aldığı çizgi filmler görülmemektedir. Ancak şiddet unsuru olmasa da tamamı yabancı kaynaklı olan bu filmerin çocuklar üzerinde kendi kültürlerini tanıtıcı bir özelliği olmaması da olumsuz bir durum olarak göze çarpmaktadır.

Ancak Atv’de diğer televizyonlardan farklı olarak her gün haber bülteni içinde yayınlanan ve siyasilerin hicvedildiği “Bizim City” güncel konularıyla dikkat çeken bir çalışmadır. Bilgisayar animasyon yöntemiyle yapılan bu çizgi filmde, her karakterin çizimi bilgisayara yüklenmiştir ve senaryoya göre kahramanlar seçilerek kullanılmaktadır.

Sabah Gazetesi’nin arka sayfalarından ekranlara transfer olan, Limon ve Zeytin adlı iki kardeşin maceralarını anlatan, kısa animasyon yine günlük olarak hazırlanan ve program aralarında izleyicilere sunulan bir çalışmadır. Bu iki filmin yaratıcısı olan karikatürist Salih Memecan, çizgi film alanında da çalışmalar yapmaktadır.

Bir diğer ulusal kanal olan Kanal D’de günde ortalama 21 saat yayın yapmaktadır. Kanal D’nin 21 saatlik bu yayın akışı içinde çizgi filmlere ayırdığı süre 2,5 saattir. Geçtiğimiz dönemlerde Casper gibi daha sevecen ve arkadaşlığa önem veren bir çizgi film yayınlayan Kanal D, bu çizgi filmle tahmininden çok daha iyi raitingler almış; pek çok iddialı programı bile geride bırakmıştır. Kanalın son dönem çizgi filmlerine bakıldığındaysa Çiçek Kız, Remi, Sevimli Kahramanlar gibi filmler yayınladıkları görülmektedir. Şiddetten uzak görünen bu filmlerin yanında; yeni çizgi filmlerin de eklendiği haftasonu yayın akışında Dragon’un Gücü, Maske ve ilk bakışta zararsız gibi görünmesine rağmen yine de içinde barındırdığı silah ögeleriyle çocuklara silahları sempatik gösteren Red Kit yer almaktadır. Burada yeri gelmişken Red Kit karakterinin önceleri ağzından eksik etmediği sigaranın yerini, çocukların bu kötü alışkanlığı benimsememeleri için saman çöpü almıştır. Bu çocuklara direkt olarak seslenen çizgi filmlerin etkisini ve çocuklara gösterilen ilginin küçümsenmemesini göstermesi açısından olumlu bir gelişmedir.

Ulusal kanallar arasında en çok çizgi film yayınlayan kanal olma özelliğini gösteren Show Tv, günde yaklaşık 4,5 saat çizgi film yayını yapmaktadır. Küçük Uzaylı, Hayalet Avcıları gibi çizgi filmlerin yanısıra her haftasonu edebiyat klasiklerinden uyarlanan çizgi filmler yayınlanmaktadır. Ancak Show Tv’de uzun süre yayınlanmış olan Ninja Kaplumbağalar, pek çok ülkede yasaklanmıştır. İngiltere’de bu çizgi filmi izleyen bir çocuğun, filmdeki şiddet öğelerinden etkilenerek bir arkadaşını öldürdüğü belirlenmiştir.

Bir yılı aşkın bir süredir yayın yapan CTV kanalı, pek çok ulusal kanaldan farklı olarak yerli bir çizgi filme yer vermektedir. Bilgisayar animasyon tekniğiyle yapılan bu çizgi filmde çocuklar için çeşitli bulmacalar hazırlanarak pratik zekalarının gelişmesine çalışılmaktadır.

Bunun yanısıra çizgi filmin eğitici özelliğinden en fazla yararlanan kanalların dini çerçevede yayın yapanlar oldukları görülmektedir. Refah Partisine olan yakınlığıyla bilinen Kanal 7 yabancı kaynaklı çizgi filmlerin yanısıra kendi hazırlattığı Karagözle Hacivat, Nasreddin Hoca gibi çizgi filmlerle çocuklara bir takım mesajlar verme yoluna gitmektedir. Özellikle çizgi filmlerinde çocuklara bazı dini mesajlar sunması, din istismarlığı yaptığı ya da çocukların duygularıyla oynadığı hakkında yorumlanmaktadır.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

teşekkürler